Kimi zaman çeşitli nedenlerle vücudumuzda ağrılar hissederiz. Bu ağrılar vücudumuzun farklı bölgelerinde meydana gelebilmektedir. Meydana gelen ağrıların nedenlerini araştıran, tanı ve tedavi süreçlerini etkileyen bölüm algoloji olarak adlandırılır. Algoloji diğer adıyla ağrı bilimidir. Hasta muayene edilir ve muayene sonrasında uygun tedavi seçenekleri belirlenir. Detaylar yazımızda
Ağrı bilimi olan algoloji, vücutta meydana gelen ağrıların nedenini inceleyen, kaynaklarını belirleyen tıbbi disiplindir. Genellikle kronik ağrıların nedenlerinin tespitinde yararlanılır.
Kronikleşen ağrıları değerlendiren 3 ay ve daha uzun süreli ağrıların tanı ve tedavileriyle ilgilenir. Hastanın yaşadığı ağrı nedeniyle yaşadığı problemlerin tanısını koymaya ve tedavi süreçlerini uygulamaya amaçlamaktadır.
Ağrı biliminde uzmanlaşmış doktorlara algolog veya algoloji uzmanı denilmektedir. 6 yıllık tıp eğitimlerini tamamlamış doktoraların, nöroloji, fiziksel tıp, rehabilitasyon, anesteziyoloji alanlarında uzmanlık eğitimlerini tamamlamaları gerekmektedir. Ardından 2 yıl algoloji yan dal eğitimi almaktadırlar.
Nöroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ortopedi ve travmatoloji gibi birçok alana ait ağrılarla ilgilenir. Yalnızca ağrıyla ilgilenir, hastanın doğru alana yönlendirilmesine yardımcı olur.
İlaç kullanımı, sinir iletimini durduran kimyasal ilaçlar ve ısı üreterek sinir iletisini durdurmayı sağlayan radyofrekans kullanılan tedavi yöntemlerindendir. Bunlar dışında lokal anesteziler, steroidler, ozon, PRP, lazer de tercih edilebilmektedir.
Sinir blokları, kanser nedeniyle oluşan ağrılarda, tedaviye cevap vermeyen ağrılarda uygulanır. Kalıcı ya da geçici olarak uygulanması mümkündür. Yöntemde organlara ağrı duyularını ileten sinir lifleri bloke edilmektedir.
Kalıcı morfin pompaları, pompa cilt altına yerleştirilir, kateterle omuriliğe bağlanır ve bu sayede hastaya düşük doz morfin uygulaması yapılarak sonuca ulaşılır. Genellikle damar tıkanıklığı ve kanser ağrılarında tercih edilir.
Omurilik pilleri, nöropatik ağrılarda hasarlı sinirin duyu taşıdığı organlarda şiddetli ağrılar meydana gelir. Bu tür ağrılara morfin tedavisinde bile çözüme ulaşılamayabilir bu nedenle omurga pili tedavisi uygulanır.
Bel fıtıklarında uygulanan enjeksiyonlar, bel ağrısı için farklı ilaç ve fizik tedavi yöntemlerinde düzelme uygulanamamış, ameliyat gereksinimi duyulmayan hastalarda tercih edilir. Tedavi sırasında bölgeye lokal anestezik bir ilaçla steroid uygulanır.
Baş ve yüz ağrıları: İnsanların yaşadığı problemlerden en çok görülen baş ağrılarıdır. Baş ve yüz ağrılarında teşhis ve belirtileri tedavi etmek zordur. Bunun nedeni hastalığa sebep olabilecek birçok faktörün bulunmasıdır. En çok görülen ağrılarsa migren, gerilim tipi baş ağrısı, yüz nevraljisi, omurga ile ilgilidir.
Boyun, omuz, kol ağrıları: Boyun fıtığı, boyun düzleşmesi gibi rahatsızlıklarla ilişkilendirilebilir. Omurilik veya kola giden sinirlerde uygulanan bası sonucu ağrı oluşabilmektedir. İlaç, fizik tedavi yöntemleri tedavi için tercih edilebilir.
Sırt ve göğüs ağrıları: Uygun dinlenme, fizyoterapi, tıbbi ya da fiziksel tedavi, sırt ve göğüs ağrılarının tedavisinde tercih edilmektedir. Hastalığa kas ağrısı, omurga kemikleri neden olabilir. Göğüs ağrıları ise kalp, akciğer, reflü neden olabilmektedir.
Karın ve kasık ağrıları: Karın kasları içinde sinirlerin sıkışması, sert ve bel ağrılarının neden olmasından ağrılar meydana gelir.
Bel ve bacak ağrıları: En az 6 ay boyunca devam eden ağrılarda kronikleşmiş ağrılardan söz edebiliriz. Baldır, ayak, uyluk bölgelerinde de ağrı hissedilebilinir. Kronik bel ve bacak ağrıları omurga ve omurilik kaynaklıdır. Bel fıtığı, disk dejenerasyonu gibi problem meydana gelebilir.
Damar tıkanıklığına bağlı ağrılar: Atardamarlar, şeker hastalığı, damar sertliği, hipertansiyon, hiperkolesterolemi, hastalıkları sebebiyle tıkanma yaşayabilmektedirler. Bu nedenle gerekli organlara kan iletemezler. Bu durumun neden olduğu ağrılar genellikle tıkalı damarların yeteri kadar oksijenlenememesiyle oluşur.
Şeker hastalığına bağlı nöropatik ağrılar: Diyabet kan damarlarına hasar oluşturmanın yanı sıra sinir liflerine de zarar verir. Çoğu diyabet hastalarının üçte birinde sıklıkla kan şeker seviyesinin yükselmesiyle sinir hasarı meydana gelir. Bu durum her zaman iyileştirilemez fakat meydana gelen ağrıları azaltan seçenekler bulunmaktadır.
Kanser ağrıları: Kötü huylu kanserlerde kişinin yaşam kalitesini mümkün olduğunda uzun süre iyi bir düzeyde tutulması hedeflenir. Bu nedenle uygun ve kaliteli ağrı kontrolü sağlanmalıdır.
Nedeni belirsiz ağrılar: Geçmeyen veya kronikleşen ağrıların nedenlerini saptamak zor olabilmektedir. Girişimsel yöntemler kullanılarak ağrının hangi sinirden kaynaklandığı tespit edilir. Aynı zamanda görüntüleme yöntemleri de kullanılarak sinir bölgesine kateter yerleştirilir ve ilaçlarla ağrıya neden olan durum belirlenir.