Büyük oranda çürüyen ve enfekte olan dişlerin onarılması için kanal tedavisi uygulanır. Bu diş tedavisinin erken yapılması diş kayıplarının önüne geçerek dişin %99 oranında ömür boyu kullanılmasını sağlar. Peki, kanal tedavisi nasıl yapılır? Dilerseniz yazımıza bakalım.
Kanal tedavisi, önemli ölçüde çürümüş veya enfekte olmuş dişleri onarmak için yapılan bir tedavidir. Bu tedavide dişin özü (pulpa) ve diş sinirleri alınarak dişin iç bölümü temizlenerek boşaltılır ve içi doldurulur. Dişlerde olan çürümeler zamanında tedavi edilmediği zaman, çürük derinlere doğru ilerler. Bu durumda, dişte bulunan sinirlerin iltihaplanmasına neden olarak kişinin şiddetli bir ağrı çekmesine yol açar. Kanal tedavisi ile çıkarılan sinirler bu ağrının geçmesini sağlar. Yalnızca sıcak ve soğuk algısına yarayan sinirlerin alınmasında herhangi bir sorun olmaz. Tedavi edilmediği zaman ise çürüğün çevre dokuları enfekte etmesi apselere sebep olabilir.
Kanal tedavisinin yapılması gereken hallerin başında derin çürükler ve diş kemiğinde meydana gelen çatlaklar bulunur. Bu tedavide dişin iyileşemeyecek kadar hasar aldığı tabloda pulpa çıkarılarak dişin kaybedilmesi engellenir. Bu anlamda kanal tedavisinin avantajı dişi kurtarmak ve dişteki kemik yapıyı korumaktır. Kanal tedavisi gerektiren diş belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:
Kanal tedavisi yapılırken; çürük ve enfeksiyonun bertaraf edilmesi, diş kanallarının şekillendirilmesi, boşaltılan kanalların doldurulması ve dişin tekrar fonksiyonel hale getirilmesi olacak şekilde 4 aşaması bulunur. Tedavi dişteki sorunun dercesine göre bir ya da iki seans yapılabilir. Tedavide uygulanan aşamalar dişteki probleme göre değişmekle birlikte, genel hatlarıyla şu şekildedir:
Şayet dişteki rahatsızlık fazlaysa hekim dişin kalıcı dolgusunu yapmadan önce dişin iyileşmesi için 4-5 gün bekletebilir. Bu gibi hallerde diş oyuğu geçici bir madde ile doldurulur. Daha sonra yapılacak seansta geçici dolgu çıkartılarak kalıcı dolgu uygulanır. Kalıcı dolgunun içeriği; gutta percha ve dental macun denilen iki madde ile yapılır. Bu dolgu köke gelebilecek herhangi bir sızıntıyı engeller.
Halk arasında kanal tedavisinin çok ağrılı olduğuna dair bir kanı bulunur. Ancak normal bir diş dolgusu işlemi ne kadar ağrı verirse, kanal tedavisi de en fazla o kadar hafif bir ağrı verebilir. Ayrıca her bireyin ağrı eşiği farklıdır, bu yüzden kişiden kişiye değişebilir. Aslen ağrı veren ise işlem değil dişteki çürüme ve enfeksiyondur.
İşlemden sonra ise dişte herhangi bir enfeksiyon varsa, birkaç gün hassasiyet hissedilebilir. Bu durum ise hekimin reçete edeceği ağrı kesiciler ile kontrol edilebilir. Birçok kişi ertesi gün normal hayatına dönebilir.
Tedavi sonrası dişler iyileşirken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Genellikle %99 başarı oranı olan kanal tedavisi, yaptıran birçok kişiye ömür boyu kullanım sunar. Ancak hekimin tüm prosedürleri doğru bir şekilde yapmasına rağmen, kök kanalında yeniden bir enfeksiyon gelişebilir. Bu komplikasyonların sebepleri şu şekilde sıralanabilir:
Kanal tedavisi yapılmayan ve kaybedilen dişler için yapılabilecek işlemler hem bitişik diş kaymasını engellemek hem de çiğneme fonksiyonunu yerine getirebilmek adına implant veya köprüdür. Ancak bu alternatif tedaviler, zaman açısından uzun tedaviler gerektirirken, maddi olarak da daha maliyetlidir. Bu yüzden kanal tedavisinin tercih edilmesi her zaman daha avantajlıdır.