Kök hücreler, kendi kendini yenileyebilen ve insan vücudundaki bütün yapıların temelini oluşturan çok özel hücrelerdir. Sağlıklı yeni dokular oluşturabilen kök hücreler, birçok kalıtsal ve sonradan oluşan ölümcül hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Peki, kök hücre tedavisi nasıl yapılır? Tedavisi hangi hastalıklarda kullanılır? Tüm detaylar yazımızda.
Kök hücre, farklılaştırma ve sürdürme kapasitesi olan, olgunlaşmış doku ve hücreleri üreten özellikli hücrelerdir. Bu yönüyle vücuttaki tüm organ ve dokuların yapısını oluşturabilirler. Ana hücre de olarak tanımlanan kök hücreler, vücutta ihtiyaç hissedilen her alanda yer alabilir. Yer aldığı bölgede ise ihtiyaç olan hücre türüne dönüşerek; yaralanma, hastalık veya farklı sebeplerle oluşan doku ve organ tahribatını onarır. Bir hücreden milyonlarca yeni hücre oluşmasını sağlayan kök hücrenin aynı zamanda kendi içinde de bölünerek ömür boyu kendini yenileme özelliği bulunur. Fakat yaş ilerledikçe diğer hücrelere göre kan hücrelerindeki miktarın azalır. Bebeklerdeki 10 bin hücre içerisinden 1 tanesi kök hücreyken, 65 yaş üstündeki bireylerde 1 milyon hücre içinden ancak bir tanesi kök hücredir. Bu nedenle yaşlanmayla birlikte hasar alan organlar ve dokuların iyileşme süreci de yavaşlar. Bundan dolayı bazı kanser çeşitleri, doğumsal ciddi hastalıklar ve kan hastalıkları gibi ölüm riski olan hastalıkların tedavisinde kök hücre kullanılır.
Kendi kendini yenileyebilen ve insan vücudundaki bütün yapıların temelini oluşturan kök hücreler birçok hastalığın tedavisinde kullanılabilir. Tedavi, kişiyle uyumlu ya da yarı uyumlu kişiden veya kişinin kendisinden alınan kök hücrelerin hastaya nakledilmesi ile hasarlı organ ve dokuların yenilenmesini sağlayan bir tedavi biçimidir. Önceki yıllarda kök hücre yalnızca kemik iliğinden alınabilirken, günümüzde periferik kandan (dolaşımdaki kandan) ve kordon kanından da rahatlıkla alınabilir. Yeni gelişmelerle birlikte de yumurta yani embriyonik kök hücre ve yağ dokusundan da alınabiliyor. Kemik iliği tedavisine başvurulması gereken durumlar ise genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Yapılan son bilimsel çalışmalara göre, parkinson ve alzehimer gibi hastalıkların yanı sıra omurilik hasarı ve beyin damarlarındaki tıkanmalardan doğan inme gibi nörolojik hastalıklarda da kök hücre tedavisi açısından önemli aşamalar kaydedilmiştir. Bu sayede gelişmekte olan tedavis yakın zamanda farklı birçok hastalığa da tedavi imkanı sunmayı hedeflemektedir.
Sıklıkla periferik kan, kordon kanı ve kemik iliğinden alınarak nakledilir. Bireyin kendi kök hücresinin alınıp hasarlı bölgeye nakledilmesi işlemine otolog nakil, diğer donörlerden alınan kök hücrenin farklı bir hastaya nakledilmesine ise allojenik nakil denir. Her iki durumun olmadığı hallerde de yarı uyumlu bir donörden alınan kök hücrenin nakli yapılabilir. Bu naklede haploidentik nakil denir. Tedavi için uyumlu kök hücre bulunduktan sonra, hasarlı bölgenin direkt olarak üzerine veya kişinin damar yolundan enjekte edilir. Tedavide başarı sağlanması ise hastalığın çeşidi, evresi ve nakilde yaşanabilecek komplikasyonlara bağlı olarak değişir. Yanı sıra bazı hallerde kök hücre tutunamayabilir. Bu gibi bir durumda naklin tekrarlanması gerekir.
Kök hücre tedavisinde her geçene gün yeni inovasyonlar olmaktadır. Bu anlamda birçok yeni hastalıkta kök hücre tedavisi uygulanmaya başlanmaktadır. Tedavinin genel kullanılabileceği hastalıklar ise şu şekilde sıralanabilir:
En sık yapılan bağış şekli periferik, yani vücutta dolaşımda olan kandan toplanan kök hücrelerdir. 18-50 yaş aralığında olan her sağlıklı kişi kök hücre bağışçısı olabilir. Kan bağışına benzeyen bu uygulamada, verici kişiye günde iki defa olmak üzere 4-5 gün sürece bir ilaç verilir. Bu ilaç kök hücrelerin dolaşımdaki kana karışmasını sağlar. Daha sonra koldaki damara bağlı bir katater ile kan alınarak özel bir makineye konulur. Verici 2-4 saat arası makineye bağlı olarak kalır. İşlem esnasında verici için riskli bir durum bulunmaz. Alınan kök hücreler aynı gün hastaya verilebileceği gibi, saklanarak daha sonra da kullanılabilir.
Diğer bağış yöntemi ise kemik iliği alınmasıdır. Bağıştan 1 hafta önce vericiden 1 ünite kan alınır ve saklanır. Sonrasında verici genel anestezi verilerek uyutulur ve pelvis kemiğinden küçük bir kesi ile girilerek özel bir iğne yardımı ile kök hücre alınır. Genellikle verici aynı gün taburcu olur.