Rahim ağzı kanseri, kadınlarda 6. sırada görülen bir kanser türüdür. Ayrıca kadınlarda ölüm nedeni olarak da 10. sırada yer alan ciddi bir hastalıktır. Çoğunlukla belirti vermeden ilerleyen bu kanserin düzenli tarama testleriyle erken teşhis edilmesi, tedavi başarısını yükselten en önemli faktördür. Bu anlamda uygulanan pap smear testi, kanser taraması yaparak kanser öncüsü lezyonların erken dönemde saptanmasına imkan tanıyor.
Pap smear testi ya da smear testi, kadınlarda rahim ağzı (servisk) kanseri veya kanser öncüsü hücrelerin tespiti için kullanılan bir testtir. Bu test, erken dönemde teşhisinin hayati önem taşıdığı kanser hücrelerinin tespitinde önemli bir rol oynar. Böylelikle, erken dönemde tanısı yapılan bu kanser türlerinin tedavisini mümkün kılar.
Smear testi, ağrısız ve acısız bir şekilde kolayca yapılır. Jinekolojik vajinal muayene esnasında özel bir fırça yardımı ile rahim ağzındaki hücreler toplanır. Daha sonra uygun bir şekilde boyanarak patologlar tarafından incelenir. Bu inceleme sonucu kansere dönme riski taşıyan hücreler mevcutsa kolposkopi yapılabilir. Kolposkopi sonucu ile rahim ağzının durumu değerlendirilir. Rahim ağzı kanseri çoğunlukla herhangi bir belirti vermez. Bu yüzden yapılan pap testi ile kanser öncüsü hücrelerin kanser öncesi dönemde belirlenmesi oldukça önemlidir. Servisk kanseri taraması için smaer yaptırmadan önce dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir:
Smear testi ilk olarak ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonra veya 21 yaşından sonra yapılmalıdır. 30 yaşından küçük kadınlar için yılda bir kez smaer alınmalı, 30 yaşından büyük kadınlarda ise arka arkaya yapılan 3 smear testi negatif çıktıysa 2-3 yılda bir tekrarlanmalıdır. Bunların haricinde;
Pap Smear testi sonuçları şu şekilde çıkabilir:
Negatif: Alınan servikal hücrelerde hiç prekanseröz ya da kanseröz hücre görülmediği anlama gelir. Herhangi bir tedaviye gerek duyulmaz ve bir sonraki testte kadar beklenebilir.
Pozitif: Test için alınan servikal hücrelerde anormallikler tespit edilmiştir. Bu anormal sonuçlar değişik tanımlanabilir.
ASC-US (Önemi Tanımlanmamış Atipik Skuamoz Hücreler): bu sonuçta servikal hücrelerde bir değişim vardır fakat kanser başlangıcı mı yoksa iyi huylu lezyon mu olduğu anlaşılamamıştır. İleri tetkik gerekir.
LSIL (Düşük Dereceli İntaepitelial Lezyon): Hafif düzeyde servikal hücre anormallikleri mevcuttur. Genellikle HPV ve enfeksiyon tipinde kendi kendine vücuttan atılan oluşumlar görülür.
HSIL (Yüksek Dereceli İntaepitelial Lezyon): Hücresel değişimler oldukça belirgindir. Kansere dönüşme riski açısından oldukça dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
ASC-H (Yüksek Dereceli Atipik Skuamöz Hücreler): Hücresel değişim HSIL sonucuna benzerdir.
AGC (Atipik Glandular Hücreler): Serviksteki farklı hücrelere ait değişimler şeklinde yorumlanır.
Smear testi anormal sonuçlu olan hastalarda bazı ileri tetkikler yapılır. Bunlardan biri koloskopidir. Jinekolojik muayene esnasında koloskop adındaki bir alet ile hastanın serviksi incelenir. Bu inceleme sırasında çeşitli kimyasallar kullanılabileceği gibi hastadan biyopsi için parça da alınabilir.
Diğer inceleme ise serviksteki değişime neden olabilecek HPV’nin türünün bulunması için HPV testi yapılmasıdır. HPV yüksek veya düşük riskli olarak bulunabilir. Yüksek riskli olan türü kansere dönüşmeye daha çok yatkınıdır.
Hpv (Human Papilloma Virus) birçok farklı türü sahip bir virüstür. Aşının etkili olduğu tipleri en sık görülen 6-11-16-18’dir. Nadirde olsa diğer türlerinin kansere neden olan etkileri olabilir. Bu yüzden HPV aşısı olunsa dahi pap smear testi yapılması gerekir.
Ayrıca rahim ağzı kanseri veya diğer kanser türlerinden korunmak için mutlaka düzenli aralıklarla smear testi yapılması gereklidir.
Dilerseniz konu ile ilgili videomuzu izleyebilirsiniz.